Merhaba,
Bıraktığımız yerden devam ediyorum,
İnek alacağız ya, kocam geldi ve "hadi karıcım, 4 ineklik bir ahır yapalım, yavru falan olur, biraz geniş yapalım, projesini çiz" dedi. Ben mimarlık eğitimi aldım ama mezuniyetimden sonra bir özel şirkette çalışmaya başladım ve çizdiğim iki proje şu anda oturduğumuz ev ve köydeki ev. Ne anlarım ben ahır çizmekten de diyemedim. Başladım araştırmaya. Bankalarımızın bir tanesinin 1957'lerden kalma örnek çizimlerine ulaştım ve santim şaşmayarak ahırımızı çizdim. İnşaatını yerel birileri yaptı. İçi bembeyaz, duvarları fayans kaplı, pencereleri pimapen, iki bölümlü, ikinci bölümüne de traktör, bahçe aletleri falan koyacağız, pırıl pırıl bir yer oldu. Bu arada yakın köylerden gelip pencereleri pimapen olan ahırımızı gezmek isteyen köylü kardeşlerimiz bize ne kadar gülmüşler, sonradan anlıyoruz.
Ahırımızın içinde su ısıtıcımız var, havalandırmamız var, duvarlarımız hep temiz olacak, kötü kokmayacak, gübre kanalına inekler ihtiyaçlarını bırakacaklar ve hemen bırakılanlar kürenecek, mis gibi sütümüz, peynirimiz, yağımız olacak.
Hayaller çok güzel. Sıra geldi inekleri almaya. İki tane hamile inek büyük zorluklarla, köy köy dolaşarak bulundu. Kimse memnun olduğu ineğini satmıyor ki. Dolayısı ile daha çok paralar ödeyip isimlerini seyrettiğim diziden koyduğum Esma ve Çiçek geldi. Ben köyde olmadığından görmedim ama hayvanların nakliyesi, indirilmeleri çok zor olmuş. 300 kiloyu sırtlayıp indirecek babayiğitte bizde yok. Bir de yeni evlerini, yeni arkadaşlarını yadırgamışlar, sorunlarla hayatın gerçekleri karşımıza çıkmaya başladı. Etiketler: Hikayemiz |